Arap harflerinin yerine Türk harflerinin kullanılmasının sağlandığı harf devrimi “ Türk Harfleri “ adıyla 1353 sayılı kanunla, 1 Kasım 1928’de kabul edildi
Ve
İlk olarak İstanbul Sarayburnu Parkı’nda 9 Ağustos 1928 gecesi düzenlenen bir şenlik sırasında Halka hitaben Atatürk şu konuşmayı yapmıştır. “Arkadaşlar, güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz. Arkadaşlar, bizim güzel ahenkli, zengin lisanımız yeni Türk harfleri ile kendini gösterecektir
Yeni Türk alfabesi aslında latin alfabesi kökenli olmakla beraber Türk Dili için Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk tarafından özel olarak hazırlanan ve latin alfabesinde olmayan ı, ü, ö, ç, ğ gibi sesler için özel olarak üretilmiş harfler de içeren Genç Cumhuriyetin yeni Türk alfabesi olmuştur.
Türkler, İslam dinini kabul ettikten sonra, Arap alfabesi Türkler arasında yayılmış ve Türkçe'ye uygulanmıştır. Ancak Arap diline özel harflere ve seslere dayalı bir alfabe olan Arap Alfabesi aslında hiçbir zaman Türk Dili için yeterli olmamıştır.
Bu nedenle Ulu Başbuğ
Okuma yazmayı kolaylaştırmak, Türk milletinin eğitim ve kültür düzeyini yükseltmek, milli kültürü oluşturmak ve çağdaş uygarlığa yönelmek amacıyla yapılan harf inkılabı, başarıyla gerçekleştirilmiş ve bu amaçlara ulaşılmıştır.
Latin alfabesi ise Türkçe ses alışkanlığına yakınlığından dolayı tercih edilmiştir. Harf inkılabı sayesinde 1923 senesinde okur-yazar oranı %2.5 oranında artmıştır. Okur yazar oranı o yıl itibaren 1935 tarihine kadar yüzde %20.4 lere ulaşılmıştır.
HARF İNKILABI'NIN SONUÇLARI:
1. Türk dilinin gelişmesi sağlandı.
2. Çağdaşlaşma yolunda önemli bir adım atılmış oldu
3. Yabancı dil öğrenmek kolaylaştı.
4. Okuma yazma oranı ve yazılan basılan eser sayısı arttı.
5. Türkçe, Arapça ve Farsça gibi dillerin etkisinden kurtuldu.
6. Tüm dünyadaki bilimsel ve teknoloji gelişmeler yakından takip edildi.
HARF İNKILABI'NIN KÜLTÜRÜMÜZE ETKİSİ:
Aslında Harf Devrimi (Latin Alfabesine geçiş) fikrini uygulamaya sokmaya karar veren ilk kişi II. Abdulhamid Handır. Fakat bunun bir kaos ve çatışma yaratacağını düşündüğü için vazgeçmiştir. Latin Alfabesi Türkçe için yazılması ve okunması kolay olduğu ve dünya ülkelerinin yaygın biçimde kullanmasından dolayı seçilmiştir. Özellikle çok kolay öğrenilmesi ve çok hızlı bir biçimde ülkede ki okur - yazar oranını artırsa da kısa süreli bir kargaşaya neden olmuş ve bazı kesimler Gazi Paşayı din ve islam düşmanı olarak yorumlasa da unutmaması gereken bir gerçek vardır: Arap dili veya Arapça kutsal bir obje değildir. Kutsal olan tek şey islamiyettir. Bazı kesimler ise Atatürk'ü "ülkeyi bir gecede cahil bıraktı." Sözleriyle eleştirse de Osmanlı'da nüfusun okuma yazma oranı %5 kadınlar da işe bu oran %1 bile değildir. Şunu da söylemek gereklidir; Osmanlıcayı birçok kişi Arapça zannetse bile Osmanlıca bir Alfabedir ve Türkçedir.
Yorumlar
Yorum Gönder